Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Adalet Emiri, Ahaliye zulüm edilmemesi hakkında sadrazam tarafından valilere yazılan emirlere verilen isimdi. “Adalet emiri ısdar olunmuştur” demek, sadrazam tarafından emir verilmiştir demekti.
Ağa Nedir?
Eskiden yüksek mevki sahipleri hakkında kullanılan bir tabirdi. Bilhassa Tanzimattan önceki terminolojide “ağalık” oldukça önemliydi. Yeniçeri ocağı zabitlerine genellikle ağa denilirdi. Sonraları, ağa kelimesi, okuması yazması olmayan kişiler için kullanılmaya başlandı. Yakın zamanda da, ağa, bir yandan ululuk, fazilet sahipliği gibi kelimeleri ifade ederken bir yandan da sertlik, çalım, böbürlenme gibi kelimeler karşılığında kullanılmaya başlandı. Ağa, terim olarak, Osmanlı saray, devlet, ordu ve taşra gibi teşkilatlarında sürekli olarak kullanıldı. Bunlara yeri geldikçe değinilecektir.
Ağa Nedir?
Kapıkulu Ocaklarının yüksek rütbeli subayları ile sarayda hizmetli subay ve hadımlara verilen unvan.
Ağa Nöbetçisi Nedir?
Yeniçeri ağasının emir çavuşu mertebesinde bulunan hizmetliye verilen isimdi. Kırmızı kollu cüppe, uzun entari, ayağına sarı mest papuç, başına da kalafat giyerdi.
Acem Kösteği Nedir?
Eski yazmalarda kitap dikildikten sonra, dibinde ve iç tarafından, bir kısmı kitaba, bir kısmı da cilde gelmek üzere yapıştırılan, ince tıraş edilmiş deri parçası. Bu şekilde yapılan ciltler çok sağlam olurdu.
Acemi Ağa Nedir?
Sarayın harem dairesi hizmetinde kullanılan zenci (genellikle Arap) haremağalarından bir kısmına verilen unvandı.
Saraya alınan haremağalarına ilk önce “en aşağı” adı verilirdi. Bunların bir müddet sonra mertebeleri terfi edilir, kendilerine “acemi ağa” denilirdi. En aşağılar, yüksek mertebeli diğer ağalar gibi, kendilerinden bir derece yüksek olan acemi ağalara da hizmet ederlerdi. En aşağılar daima kapı nöbeti bekledikleri halde, acemi ağalar sıraları geldikçe nöbet tutarlardı. Acemi ağalar vakti geldikçe ve layıklık gösterdikçe terfi eder, şansı yaver gidenler derece derece yükselerek “darüssaâde ağalığı” na kadar çıkarlardı.
Adlî Altın Nedir?
Sultan II. Mahmut zamanında basılan altın paralardan birinin ismiydi. II. Mahmutun mahlâsı (lakabı) “adlî” olduğu için, bu paraya da o isim verilmişti. Tam, nısıf (yarım) ve rubu (1/4, çeyrek) olmak üzere üç çeşitti. Tamamı on iki, yarısı altı kuruşa, çeyreği de yüz paraya denk geliyordu. Paraların bir tarafında tuğra, öbür tarafında da “Duribe fî Dar-ül- Hilâfet -il- Aliyye” yazısı vardı. Yazılarının azlığı dolayısıyla bir süre sonra adalarda kalıplarının yapıldığı görüldüğünden, tuğranın etrafına “Sultan-ı Selâtin-i zaman Mahmut Han”, öbür tarafına da, ortasında “Duribe fi Kostantiniyye-t-ül- Mahruse” olmak üzere etrafına “Dâm-ı mülkühu ve saltanaühu” ibareleri yazılmak koşuluyla yenileri basılmıştır. Bu para H. 1245 senesinde tedavülden kaldırılmıştır.
Acem Kösteği Nedir?
Eski yazmalarda kitap dikildikten sonra, dibinde ve iç tarafından, bir kısmı kitaba, bir kısmı da cilde gelmek üzere yapıştırılan, ince tıraş edilmiş deri parçası. Bu şekilde yapılan ciltler çok sağlam olurdu.
Abkeş Nedir?
Tekkelerde su çekenlere verilen addır. Farsça su manasına gelen “ab” ile yine Farsça çekmek manasına gelen “keşiden” fiilinin geniş zaman kökü olan “keş” ile birleşerek oluşan bir terimdir.
Büyük tekkelerde yalnızca bu işlerle meşgul olan adamlar bulunmaktaydı. Vaktiyle hayır için yapılan sebilhanelerden bazılarının içinde birer kuyu da kazılır ve bu kuyudan su çekerek sebilhane bardaklarını doldurmakla yükümlü bir görevli bulunurdu. Bu görevliye de “abkeş” denilirdi. Bu vazifeye konulan kimseler için, vazife tahsis edildiğine dair Evkaf Nezaretinin defterlerinde kayıtlar tutulurdu.
Adlî Altın Nedir?
Sultan II. Mahmut zamanında basılan altın paralardan birinin ismiydi. II. Mahmutun mahlâsı (lakabı) “adlî” olduğu için, bu paraya da o isim verilmişti. Tam, nısıf (yarım) ve rubu (1/4, çeyrek) olmak üzere üç çeşitti. Tamamı on iki, yarısı altı kuruşa, çeyreği de yüz paraya denk geliyordu. Paraların bir tarafında tuğra, öbür tarafında da “Duribe fî Dar-ül- Hilâfet -il- Aliyye” yazısı vardı. Yazılarının azlığı dolayısıyla bir süre sonra adalarda kalıplarının yapıldığı görüldüğünden, tuğranın etrafına “Sultan-ı Selâtin-i zaman Mahmut Han”, öbür tarafına da, ortasında “Duribe fi Kostantiniyye-t-ül- Mahruse” olmak üzere etrafına “Dâm-ı mülkühu ve saltanaühu” ibareleri yazılmak koşuluyla yenileri basılmıştır. Bu para H. 1245 senesinde tedavülden kaldırılmıştır.